İnsanın Bitmeyen Hayat Mücadelesi

İnsan ilk var olduğu günden beri doğası gereği sürekli bir arayış içinde olmuştur. İnsan oğlu en temel hakkı olan beslenme ve barınma ihtiyaçlarını ilk çağlarda ilken ve kominal şekillerde karşılamıştır. Avcılık yaparak yaşamını sürdüren insan toplulukları mağaralarda yaşamlarını sürdürmüş ve hızla çoğalmaya devam etmiştir. Avlanmak için sürekli silah yapan ve yaptığı icatları geliştiren avcı topluluklar her geçen gün av hayvanlarının azalması ve kendi sayılarının çoğalması ile birlikte başka besin kaynakları arayışına girmiştir. Bu sebepten tarım ile tanışmış ve ekip biçmenin kendilerine başka besinler verdiğini öğrenmişlerdi. Ama tarım içinde yeni icatlar aletler gerekli idi. Tekerleği üretilen ürünlerin taşınmasından doğan zorluklar için keşfedildiği ve aslında insan için bir milat olduğu çok açıktır. Her şey daha kolay olacak ve insanlar hep ileri gideceklerdi. Kabileler halinde yaşayan insanlar dağınık düzenden yerleşik düzene geçerek kendi yaptığı evlerde yaşamaya başladılar. Tabiki bu yapılar her gün daha modern ve daha lüks oldu. Ama her değişim beraberinde yeni ihtiyaçlar doğurdu. Mesela çok katlı binaları yapmak için malzemelerin taşınması hem çok zaman alıyor hem de bu iş için çok sayıda insan ve hayvan gücüne ihtiyaç duyuluyordu. Sonra yük taşımak için basit düzenekli vinçler üretildi. Ama daha fazlası da gerekli idi vinçler çok katlı binaların yapılmasında çok önemli oldu fakat çok katlı binalara insanların inip çıkması bir sorun haline geldi. Bu ihtiyaç yolcu ve yük asansörünü icat etmemizi sağladı.